26 Aralık 2008 Cuma

Diyet menüsü leziz sandviçler içerebilir, hamburgerin sağlıklısı afiyetle yenir!


Sandviçler sağlıksızdır, kilo aldırır, yağlıdır diye bir kural yok aslında... Özellikle çocuklarımıza yedirmekten kaçındığımız birçok ürün, evde yapıldığında bir başka lezzetli, üstelik çok da sağlıklı oluyor.

İşte Çocukla Hayat'tan harika bir tarif. Diyet menüsüne yakışan cinsten bir club sandviç yapmış Handem Hanım.

2 kişilik malzemeler:
- 4 dilim UNO Club Sandviç
- 2 katı haşlanmış yumurta
- Arzuya göre pastırma veya salam
- Arzuya göre beyaz veya kaşar peyniri
- Arzuya göre 1 yk. mayonez
- Damak zevkine göre tuz, biber

Kilosunu kontrol edenler için alternatif öneriler de bulunuyor:

- Kepekli club sandviç ile, 2 yumurta akı, 1 yumurta sarısı
- Salam yerine çemensiz hindi pastırması veya hindi göğüs füme
- Yağı azaltılmış peynirler

Peyniri rendeleyin, yumurtalar (ve mayonez) ile beraber blender'da kaba bir püre haline getirin. Pastırmayı ufak ufak doğrayıp, yağsız tavada çıtır hale gelene kadar kızartın. Yumurtaya kaşık ile ilave ederek, karıştırın. Biraz tuz ve biber ile tatlandırın.

Tost makinenizin sıcak sandviç yapmak için kullanılan üçgen bölmeli plakaların üzerine ekmek dilimlerini yerleştirip, ortalarına karışımı kaşıkla koyarak, sandviçinizin güzel görünmesini sağlayabilirsiniz.

Hamburgerin de sağlıklısı oluyormuş...

Üstelik yumuşacık ve bol malzemeli. Mutfağımdan Lezzetler Amerikan stili hamburgerler hazırlamış, Acı Tatlı Tuzlu ise ailesine özel hazırladığı hamburger ziyafetini okurlarıyla paylaşmış.

24 Aralık 2008 Çarşamba

Yaşayan ekmekler!


Blogger'lar fabrika gezisi gözlemlerini ve yeni hediyeleriyle yaratıcılıklarını paylaşmaya başlamışlar bile! Meğer Devletşah'ın aklı bir türlü öğrenemedeği biscuit tariflerinde kalmış, Yasemin Aslıhan Babalık'ın da içi ekmeğinin nasıl üretildiğini gördükten sonra iyice rahatlamış.

Mutfak Sırları ise, ekmeğimizin hikayesini blog'undan akan kar tanelerinin arasından anlatmış. Her dilime bir hayat vermiş, ekmeğimizi bize özel hale getirmiş! Bizlere en güzel yeni yıl hediyesini vermiş adeta...

Yılbaşı sofrasını renklendirecek bu harika fikirler için şimdiden teşekkürler...

22 Aralık 2008 Pazartesi

Blogger Sofrası UNO Fabrikası'nda!



21 Aralık Pazar günü fabrika gezimizi gerçekleştirdik! Önce Marmara Yelken Kulübü'nde güzel bir kahvaltı yaptık, sonra da servise binerek hep beraber fabrikaya gittik. Önce gezi sırasında dikkat etmemiz gereken şeyleri öğrendik (bilmediğimiz şeylere dokunmak, gruptan ayrılmak, güzel kokulara dayanamayıp bir lokma ekmek almaya çalışmak yoktu!), sonra da doktorlar gibi bembeyaz giyindik ve bol bol fotoğraf çektik.



Fabrikanın farklı bölümlerini gezerken, blogger'lar hem UNO ekmeklerinin nasıl üretildiğini gözlemlediler hem de bol bol soru sorarak fabrika hakkındaki tüm meraklarını giderdiler. Gezi sonunda hep beraber yeni paketlenmiş ekmeklerden atıştırdık, hediyelerimizi blogger'lara vererek fabrikadan keyifle ayrıldık.

Tüm blogger'lara bu eğlenceli günde bizlere katıldıkları için tekrar çok teşekkürler.

17 Aralık 2008 Çarşamba

Blogger Sofrası UNO Fabrikası’nda buluşuyor!


Beklediğiniz ikinci buluşma bu hafta gerçekleşiyor! Söz verdiğimiz gibi, UNO Fabrikası’nda UNO lezzetinin sırrını keşfediyoruz.

Bu buluşmamızda da lezzetli bir kahvaltıyı eksik etmeyelim dedik. 21 Aralık Pazar günü, 09.30’da Marmara Yelken Kulübü’nde buluşuyoruz, sonrasında UNO Fabrikası’na beraberce gidiyor, nitelikli ekmeklerin üretildiği mekanı geziyoruz.

Yine eğlenceli ve sürprizlerle dolu bir gün sizleri bekliyor...

4 Aralık 2008 Perşembe

Amerikalılar’ın bir lafı vardır, “Dilimlenmiş ekmekten sonra en mükemmel icat!” diye...



1920’li yıllarda, Otto Rohwedder isimli yeni keşifler yapmak konusunda oldukça tutkulu bir kuyumcu varmış. Bu kuyumcu varını yoğunu satmış, her şeyini hayalini gerçekleştirmek için kullanmış ve ekmeği dilimleyen ve paketleyen bir makina icat etmiş!

Bu icat bir süre pek kullanılmamış olsa da, icattan yaklaşık 5 yıl sonra hemen hemen tüm fırınlarda ekmek dilimli olarak üretilmeye, paketlenerek satılmaya başlamış. İngilizce’ye de bu icat sayesinde, böyle bir deyim girmiş ve bugüne kadar kullanılmaya devam etmiş. Hala birçok teknolojik yenilikten bahsedildiğinde bu deyim kullanılıyor. Bazen herhangi bir yeni icadın önemini anlatıyor, bazen de hafifçe dalga geçiyor konuyla.

İşte sabahları yağlı-ballı olan, öğle saatinde çorbaya doğranan, akşamları kuru fasulyeye bandırılan, ızgarada cazur cuzur etmiş balığın yanında dilim dilim yenilen ekmeklerin “dilim”lenme hikayesi de böyle bir şey. Dilimlenmiş ekmekten sonra en mükemmel icatın ne olduğu ise, tam bir muamma...